Sözcükler bizle oyun mu oynuyor? Nereden mi aklıma geldi?
‘Pataklı’ sözcüğünden. Pataklı, şehrin üniversitesinin de bulunduğu bir yerleşim yerinin adı.
Başlıkla ne ilgisi mi var?
Pataklı’da bir kafede oluşan arbede sonucu olanlar yüzünden.
Kafede darp edilen bir genç, bir avukat ve bir polis sahnede:
Avukat gence sorar:
“Bu duruma nasıl geldiniz?”
“Arkadaşlarla kafede oturuyorduk. Birden karşı masada oturan bir grup üstümüze çullandı.”
“Durduk yerde mi?”
“Evet, bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Abartısız söylüyorum bu herkesin başına gelebilir Avukat Bey.”
“Tabii şişede durduğu gibi durmuyor değil mi?”
“Sadece bir iki bira içmiştim.”
“Acaba içkinin etkisiyle kıskançlık olmuş olabilir mi? Mesela kız arkadaşına bakmış olabilir misin?”
“Hayır. Kızlı grup benim arkamdaydı. Böyle bir şeyin olması imkânsız Avukat Bey.”
” Mesleğiniz nedir?”
“Elektronik Mühendisiyim.”
“Bak aklı başında bir insansın. Senin Pataklı’da ne işin var?”
“Mekânı övdüler. Arkadaşlarla bir iki bira içelim demiştik.”
O sırada polis gelir. Avukat polise dönerek:
“Siz döven tarafı gördünüz mü?”
“Şimdi yanlarından geliyorum Avukat Bey.”
“Peki, onlar ne dedi? Suçu neymiş?”
“Valla güya bu şahıs onlara g… güzel demiş.”
Avukat şahsa dönerek:
” Böyle bir şey dediniz mi?”
“Yok, öyle bir şey demedim.”
Polis:
” Ben bu Pataklı’daki olaylardan bıktım.”
Avukat:
“Evet, benim de burayla ilgili çok davam oluyor.”
Polis:
“Kıskançlık, kız erkek ilişkileri, evli adamlar ile üniversite kızları arasındaki olaylar. Burası Dallas gibi. Bıktım.”
Avukat:
“Geçende bir öldürme olayı olmuştu. Dallas’ ı geçti. Korku filminin de fragmanı gibi.”
Polis:
“İki yıl önce de buradan bir esnaf silahla vurmuştu kendini.”
Avukat:
“Rahmetliyi hatırlıyorum. Boşandıktan sonra Pataklı’da dükkân açtı. Esnaflık yapmaya başladı. Makyaj malzemeleri satıyordu. Üniversiteli kızlar derken herhalde bir çıkmaza girmiş. Bir duyduk intihar etmiş. Gençti de. Allah taksiratını affetsin.”
Polis:
“Amin.”
Genç:
“Abi, Pataklı’da ne hikâyeler varmış.”
Avukat:
“Sen ne arıyordun ki burada. Evin iki saat ötede. Başka gidecek yer mi kalmadı?”
Genç:
“Uyduk işte arkadaşlara. Güzel bir yer, gidelim eğlenelim dediler.”
Polis:
“Kızlar, eşyamızı alacağız diye geliyorlar. Bir türlü gitmek bilmiyorlar. Pandemide ne işin var burada? Git evinde otur. Sonra da böyle biz uğraşıp duruyoruz. Maske tak cezası var demekten de iflahımız kesildi.”
Avukat:
Üniversite ilk açıldığında, burası küçük bir şehirdi. Küçüktü küçük olmasına ama halkın ekonomik durumu da iyiydi. Sonra üniversite geldi. İlk başta toplu taşıma araçları üniversite öğrencisini almak istemezdi. Üzülürdük bu çocuklar nasıl şehre gidecek diye. Yeterince kalacakları yer yoktu. Ev kiraları zıpladı. Sonra insanlar yurt yapıp buradan gelir elde etmeye başladılar. Kiralar yine pahalıydı.”
Polis:
“Avukat Bey sonrasını ben anlatayım sana: Evli bekar demeden kız olayları başladı. Ne kavgalar oldu. Pataklı, Pataklı olalı böyle patak görmedi. Bir bira için …. Ya Avukat Bey söyletme artık bana işte anladın.”
Avukat:
“Giderek yozlaştı. Genç seni haklı bulmuyorum ama merak üstün geldi. Bir de burada eğlenelim dendi. Yazık ki ne yazık.”
Genç:
“Düşündüm de hadi ben bekârım. Evli olup bir de kızı olan adamlar var. Mide mi bu?”
Polis:
“Bunun evlisi, bekârı olur mu hiç? Ahlâk gitmiş elden. Yemek mi bu?”
Genç:
“Kusura bakma Abi. Diyorum ya birden üzerime geldiler.”
Avukat:
“Yozlaşma var. Kızı da erkeği de uçkura düşmüş. Ben de duydum: Bir bira karşılığında… Açlık da var, hazımsızlık da. Ailelerinin yanından ayrılan, her şeyi yapabileceğini sanan gençler var. Ya aklı başında olması gereken adamlara ne demeli?
Polis:
” Ben en çok giden canlara, vahşete üzülüyorum. Bu sadece onların suçu mu? Bu meslekten soğudum bu olanlar yüzünden.”
Avukat:
“Hiçbir şey öldürmenin nedeni değildir. Kızlı, erkekli ahlaksızlık kötü, mantar gibi üniversite açmak kötü, hazımsızlık kötü ama öldürmek kötünün de kötüsü.”
Genç:
“Abi, kafama darbe aldım. Hâlâ başım ağrıyor ama anlattıklarınıza bakılırsa olayı ucuz atlatmışım.”
Polis:
“Hem de ne ucuz bir bilsen. Dua et biri bıçak çekmemiş.”
Genç Avukata:
” Ne ceza verirler Abi?”
“En fazla para cezası alırsınız.”
Polis:
“İnşallah size ders olur. Bir daha kavgaya karışmazsın Mühendis Bey.”
Genç:
“Bir daha mı asla.”
Avukat:
“Bir şeyler var yapılması gereken ama ne?
Anlaşılan okullarda gördüğümüz ahlak dersleri işe yaramamış.
Din dersleri anlatılmış ama manaya girilmemiş.
Cinsellik tabu olmaktan öteye gidememiş.
Para ve anlık zevkler, değerlerimizin önüne geçmiş.
Eğitim kurumları sayıca çoğalmış ama içerik olarak amacına ulaşamamış.
Politikacılar birbirine düşmüş.”
Evet, bir şeyler yapılmalı, hem de acilen…