İlk Yardım Son Yardım

Tiyatro sevgimi fark edişim; ortaokulda Türkçe Öğretmenimizin çalıştırmış olduğu bir piyesle olmuştu. Uzun yıllar sonra, ısrarıma dayanamayıp destek olan meslektaşlarımla, Şener Aksu’nun http://www.biyografya.com/biyografi/2158
”İlk Yardım Son Yardım”oyununu sahnelemiştik. Bu oyunda  hemşireyi oynamıştım. Hemşire keplerini çok severdim ve onlara yakıştığını da düşünürdüm. Oyunda kep de takmıştım ve hemşirelerin neden kep takmak istemediklerini de çok iyi anlamıştım; kepi sürekli yerinde mi, düzgün duruyor mu diye kontrol etmek ve  saça takılı olan tokaları sürekli düzeltmek gerekiyordu… Başlangıçta oyunu meslek odamızda yapmayı istemiştim. Yeterli katılım meslek sendikamızda olduğundan, burada oynamıştık. Acil servisin yoğunluğundan biraz nefes almak için geçici görevle 112 ye geçtiğim dönemde, nöbet aralarındaki boşluklarda çalışmıştık. Fırçası bol olan yönetmenimiz, iki 112 hekimi, birkaç 112 hemşiresi, hastane laboratuvar ve röntgen teknisyenleri ile buluşmuştuk oyunumuzda. Yönetmenimiz, bolca fırça nasıl atılır, atılanlara nasıl yedirilir’i öğretmişti;  ”Yöneticidir bağırır, kızar, bu normaldir ” diye kanıksamış olan bizlere. Sonunda iyi bir iş çıkınca, atasözlerimiz de devreye girmişti: ”İnsan sevdiğini yerden yere vurur”, ”Kasap sevdiği postu yerden yere vurur” şeklinde. Atalarımız da böyle demişti, ne yapsındı yönetmenimiz, haklıydı. Onun da emeğine sağlık, iyi bir iş çıkmıştı sonuçta… Bir hastane odasında geçmekteydi; üç yatak, yataklarda yatan üç hasta; biri uyuşturucu bağımlısı genç kız,  biri sürekli  ” Çok yorgunum, halsizim, moralim bozuk üstelik bu gürültüden de tansiyonum çıkacak” diyen psikolojisi bozuk biraz daha büyük, diğeri de oğlu çok uzakta olduğu için, oğluyla sık görüşemeyen, oğlunu özleyen  yaşlı bir hastanın, izleyicileri kah güldüren, kah üzen, sonunda da genç hemşirenin  ”Niye zamanında yapılmaz ilk yardım” diyerek ve  ”Psikolojik ilk yardım” a saptama yapılarak sonlanan bir oyundu… Oyuncular arasında büyük oğlum da vardı, izleyiciler arasında da küçük oğlum ve eşim. Bu da benim için ayrı keyifti. Biri yakın ilçede turne olmak üzere dört kez oynadık ve oyunumuz izleyicilerden bol alkış aldı. Doğum günüm yazısında termofor arayan abi burada da bizler için oyun dekorlarını taşımıştı. Buradan ona tekrar teşekkür ederiz. Çalışırken  mutfağında  ve sahnelerken, hatta biletleri satarken de çok eğlendik. Geliriyle de sendikanın bulunduğu katı şenlendirdik;  pencerelerine perde, saksılarına çiçek oldu. Bu oyunun çıkmasında emeği olan bir büyüğümüz, ablamız geçtiğimiz yıllarda cennet oldu. Onu saygıyla anıyorum…

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir