Bir varmış bir yokmuş. Gelecek zamanın birinde, arabalar kanatlanmış uçarken; roketler uzayda mekik dokurken; zaman makinaları ortalıkta cirit atarken, ciritler bir geçmişe bir geleceğe gidip geliyor; bir türlü nerede olacaklarına karar veremiyormuş…
Böylece zaman akıp geçerken, Simon bir gün tarihin gizemli ve karanlık koridorlarında gezinmek istemiş. Zaman makinasının kaptanı olan Simon çok zeki ve meraklı biriymiş. Düğmeye basmış ve kendini milattan öncenin bilinmeyen bir döneminde bulmuş. Etraftakiler onu görmüyor gibi davranıyormuş. Bu duruma çok üzülmüş, ama çok geçmeden buranın körler ülkesi olduğunu anlamış. Simon iyice merak etmiş ve ülkeyi keşfe çıkmış. Bir de bakmış ki körler ülkesi sadece körlere ev sahipliği yapmıyormuş. Bunu, üzerine doğru gelen tek gözlü devi görünce anlamış. Devi görünce zaman makinesine geri dönüp kaçmak istemiş. Bunu fark eden tek gözlü dev eğilip Simon’u avucunun içine alarak yukarı kaldırıvermiş. Simon’u gözlerinin dibine kadar götürmüş incelemiş, dağ gibi kocaman olan burnunun dibine yaklaştırıp koklamış. O sırada Simon, olanca kuvvetiyle devin eline tutunmaya çalışıyormuş. Dev biraz daha koklamaya devam etse devin burun deliğinden içeri kaçacakmış. Tek gözlü dev, ilk kez gören biriyle karşılaşıyormuş.
Dev Simon’a gök gürültüsünü andırır bir sesle: “Sen buradan değilsin, buraya nereden ve nasıl geldin?” Demiş. Simon kulaklarını kapatmış.
Dev:” Bak hele beni görüyorsun, dinliyorsun; üstelik bir de ketumsun ha?” Demiş. Simon yine sesini çıkarmamış. Bunun üzerine dev gülerek: “Aferin sana, bizim de istediğimiz bu, aramıza hoş geldin.” Demiş.
Simon şaşkın bakışlarıyla:”Hoş bulduk” Demiş, ama hiçbir şey de anlamamış. Deve nereden ve nasıl geldiğini anlatsa bile dev bunu anlayamazmış zaten…
Böyle düşünürken Dev:” Sen bu ülkedeki insanların kör olduğunu biliyorsun değil mi?” Demiş.
Simon:”Hiç biri beni görmedi, evet” Demiş.
Dev: ” Buraya geldiğimizde onlara yardım ettik. Binalarını, yollarını rahat kullanabilecekleri şekilde yaptık. Destek olduk. Bize güvendiler.” Demiş.
Simon:” Sizi görmedikleri için de kendileri gibi sanıyorlar, öyle mi?”
Dev:” Evet”
Simon: “Beni de bu yüzden aranıza davet ettin, ya onlara gerçeği söylersem ne olacak?” Deyince dev de kükreyerek: ” Senin de akıbetin onların sonu gibi olurrrr!!!!” Demiş.
Simon da:” Nasıl?” Deyince dev:” Neden onlara yardım ediyoruz, onları güzelce besliyoruzzz???? Sonunda onları yemek içinnn!!!”
Simon eski zamanlardan beri anlatılan dev masallarını biliyormuş, ama bunun gerçek olabileceğini hiç düşünmemiş. Ne yapacağını düşünürken aklına bir çözüm gelmiş.
Deve:”Sizin yanınızda olacağım; onlara kim olduğunuzu anlatmayacağım, ama bir şartım var” Demiş.
Dev merakla:” Söyle bakalım, umarım aklıma yatan bir şarttır” demiş.
Simon: “Siz bu ülkeyi onlara bırakın. Fabrikalarını kursunlar, tarlalarını eksinler ve kalkınsınlar. Ben de size teknoloji desteği vereceğim”
Dev:” Ne yapacaksın?”
Simon:” Kendi etinizi üretme teknolojisi. Bir makinaya kod gireceksiniz ve et çıkacak”
Dev:” Onları yemeyeceğiz ha; üstelik bir de kendi ülkeleri mi olacak?” Demiş.
Simon: “Onlar öyle sanacak; en azından bir süreliğine” Demiş.
Dev:” Acıktığımda yiyecek yemeğim hazırsa, neden olmasın?” Demiş.
Simon da: ” İşte budur, göreceksin pişman olmayacaksın, şimdi bana izin ver ki sana bu teknolojiyi getireyim” demiş.
Dev izin vermiş. Simon zaman makinasına binmiş ve körler ülkesini terk etmiş. Dev günlerce, yıllarca Simon’un geri dönmesini beklemiş…
Bu arada körler ülkesi kalkınmış. Tek gözlü dev Simon’un geri döneceği inancıyla, verdiği sözü tutmaya devam etmiş.
Simon bir gece rüyasında, körler ülkesinin kalkınmış olduğunu ve tek gözlü devin de hâlâ kendini beklediğini görmüş.
Simon bu rüyanın üzerine hemen zaman makinesine binip körler ülkesine gitmiş. Simon’un geldiğini görev tek gözlü dev çok sevinmiş. Dev, Simon’un bahsettiği teknolojiden hiç bahsetmemiş. Simon nedenini merak etmiş, ama bir türlü soramamış. Biraz da işine gelmiş. Dev Simon’u bir yere götürmüş. Simon buraya vardıklarında nedenini anlamış. Burada kocaman bir hayvan çiftliği varmış. Körler ülkesinde kalkınmayla geçen sürede gelişen hayvancılık, tek gözlü devleri de değiştirmiş. İnek, koyun, kuzu, tavuk, hindiler, devleri cezbetmiş.
Böylece Simon rahatlamış, körler ülkesi halkı; zaten hiçbir şeyin farkında olmadığı için hep mutluymuş, tek gözlü dev de sonunda doğru yolu bulmuş…
Ne diyelim onlar erdi muradına ya; biz de mutlu olalım. Gökten üç elma düştü de toplayalım; hep birlikte yiyelim. Bir önceki masaldaki takkeyi tek gözlü deve takalım da; al takke ver külah diyelim… Aşağısı sakal yukarısı bıyık da; etleri yiyince sakalı bıyığı iyice silelim.