Çay İçme Zamanı

Zeynep, köyün en alımlı kızıydı. Ne zaman sokağa çıksa, köyün delikanlıları gelişini fark eder, işlerini bırakırdı. Bunu fark eden Zeynep’in yanakları al al olur; ne alacaksa alır, koşa koşa evine dönerdi…

Zeynep evlilik çağına gelmişti. Çok isteyeni vardı, ama bir türlü gönlü birisine akmıyordu…

Sokağa rahat çıkamaz olmuştu. Her seferinde üzerinde onca izleyen gözle yürümek rahatsız ediyordu.

Günler böyle akıp giderken bir gün babası:

“Zeynep, sana bir diyeceğim var “

“Nedir baba?”

“Askerlik arkadaşım Seyit’i bilirsin”

“Evet, ne olmuş ona?”

“Geçen gün kahvede otururken konuştuk da”

“Benimle ne ilgisi var ki anlatıyorsun baba?”

“Artık evlenme çağına geldin kızım.”

” Baba ya…”

“Dur hele kızım kesme sözümü dinle… Onun da seninle aynı yaşlarda bir oğlu var. Adı Yusuf. Soralım çocuklara da isterlerse tanıştıralım dedik”

” Baba, görücü usulü olacak diyorsun yani bu iş”

“Bak kızım, illa olsun demiyorum. Zorlamayız ikinizi de. Seyit’e her türlü kefil olurum. Onun oğlu benim de oğlumdur. Düzgün insanlardır”

“Araya girmeseydin keşke baba”

“Dur kızım acele etme, önce gör konuş. Beğenmezsen olmaz bu iş zaten”

“Tanımadığım biriyle böyle konuşmak nasıl olacak? Ne diyeceğim ben ona? Yüzüne bile bakamam ki utanırım”

“Kızım bak pişman olmayacaksın. Sadece parkta bir çay içeceksiniz, o kadar”

“Olmaz baba, ısrar etme istersen”

“Kızım, ben Seyit’e ne derim şimdi?”

“Baba önce bana sorman gerekmez miydi?”

“Haklısın Zeynep, birden gelişti, kırma beni”

“Tamam baba anladım. Görüşmeyi kabul edeceğim, ama sırf senin hatırın için”

“Benim güzel kızım bin yaşa sen. Ben kahveye gideyim, Seyit’e haber vereyim. Yarına hazırlanırsın sen de”

Ertesi gün Zeynep ve Yusuf çay bahçesinde buluşurlar.

“Zeynep merhaba. Nasılsın?”

“Merhaba iyiyim, siz?”

“İyiyim. Babamlar git görüş deyince…”

İkisi de susarlar. Çaylar gelir. Çayın şekerini karıştırmaya başlarlar. Şeker karıştırma sesini hiç bu kadar dikkatli dinlememişlerdir. Yeniden sessizlik olur. Çayları yudumlamaya başlarlar. Çayı yudumlarken çıkan “gurk” sesleri sinir bozucu olmaya başlar. Birinci yudum, ikinci yudum, üçüncü derken gözgöze gelirler ve olanlar olur. Katıla katıla gülmeye başlarlar…

Yusuf: “Bu kadar zor olacağını bilmiyordum, kusuruma bakma”

Zeynep:” Önemli değil, ben de aynı durumdayım”

Yusuf: ” Gülmek sana yakışıyor”

Zeynep:”Kime yakışmaz ki”

Yusuf: “Madem böyle gülerek başladık; ne dersin bir şans verelim mi ikimize?”

Zeynep:”Biraz düşüneyim” …

Görüşmelerinin üzerinden bir hafta geçer. Zeynep’in de Yusuf’a kanı kaynamıştır. Ailesi yabancı değildir; hem arada babası vardır. Kızını ateşe atacak değildir ya… Zeynep iyice düşündükten sonra karar verir ve düğün hazırlıkları başlar…

Masallarda dendiği gibi; babalar erer murada, gençler çıkar kerevete…

Ya sonra?…

Sonrasını bilemem;

Mutlu devam etti desem olmaz…

Mutsuz devam etti desem de olmaz…

Bundan sonrası ancak masal olur…

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir