Üniversitede okurken bazı hafta sonları yengemlere giderdim. Amcam ve babam amca çocuklarıydılar. Benim gittiğim saatlerde yengem mutfakta olurdu. Ben de onun yemek yapışını seyrederdim ve bunu çok severdim. Genellikle de kereviz yemeği pişirdiği zamanlara denk gelirdim. Bizim evde kereviz pişmediği için alışkın değildim ve sevmezdim de. Ayıp olacağını düşündüğüm için bunu söyleyemezdim. Kendime, ”İnci kereviz çok faydalı, yemelisin”, şeklinde telkin ederdim ve yengemin pişirdiği kereviz yemeğini yerdim. Bir keresinde o zamanlar 4-5 yaşlarında olan küçük kızı bana, ”İnci Abla sen bize yemek yemeğe mi geliyorsun? ” 🙂 demişti. Çocukluk işte ne güzel değil mi? İçten ve safça söylenmiş bir cümle. Oysa bilseydi kereviz yerken ne kadar zorlandığımı ve bundan pek de keyif almadığımı 🙂 Gittiğin bir yerde ev sahibinin ikramını kabul etmek gerekir. Bizlere büyüklerimiz bu şekilde öğretmişti. Amcamı geçtiğimiz yıllarda kaybettik. Allah Rahmet eylesin. Yengem beni çok sever ve her gidişime mutlu olurdu. Amcam işten gelip hep birlikte yemek yerken, tabağımda biraz pirinç tanesi bıraksam amcam ”Onu ye. Afrika’da insanlar açlıktan ölüyor” derdi. Bu şekilde hem kerevizi sevdim hem de tabağıma konan her pirinç tanesini düşünerek yedim. Tabağımıza gelene kadar ne kadar emek veriliyordu. Bunun için tabağıma yiyeceğim kadar miktarı almak alışkanlığım oldu.
Şimdilerde kerevizi çok seviyorum. Kerevizi iki şekilde yapıyorum. Salçasız olarak bazen kuzu etiyle bazen de etsiz yemeğini ve salatasını. Yemeğini yaparken su yerine portakal suyu ve limon koyuyorum. Salatasını da yoğurt ve az miktarda mayonez ve ceviz ile yapıyorum. Kerevizi soyarken patatese benzettim. Zaten kereviz de patates gibi bir kök sebze. Sanırım üçüncü tarifi de ekleyeceğim. Kereviz kızartması yapmak geldi aklıma. Umarım lezzetli olur.
Bugün kerevizin salatasını yaptım ve bir yazı ile birlikte ve yine şiirsel tarifle paylaşmayı istedim.
Kereviz salatasını bilir misin?
Nasıl yapılır dersen söyleyeyim:
İki adet kerevizi rendele,
Bir kase yoğurt, iki kaşık mayonezle,
Göz kararı tuz ve cevizle,
Karıştır kasede.
Anlaşılmaz tadı da kokusu da
Bu şansı vermelisin kerevize.
Ben yıllar öncesinde kerevize büyükçe şans vermiştim. İyi ki bu şansı vermişim de kerevizi sevmişim.
Bu aralar Hekimoğlu adında yeni bir dizi izlemeye başladık. Geçen bölümlerden birinde Dr. Ateş ve ekibi, ağzından kan gelen bir hastalarının uzun süreden beri hazır pizzadan başka hiçbir şey yememiş olduğunu öğrenirler. Hastaya K vitamini eksikliği tanısı koyarlar. İşte tam da burada, konum kereviz olduğu için birçok sebzede olduğu gibi kerevizde de K vitamini olduğunu da vurgulamak isterim. Kanın pıhtılaşmasında görevli olan K vitamini, eksik olduğu zaman vücutta kanamalar oluyor. Yetişen her sebzenin, meyvenin, her bir gıdanın mutlaka bir faydası var. Yediklerimiz ilaçtır denir ya; bunun için her birinden dengeli bir şekilde yemek gerekir. Ölçüsü azı karar çoğu zarar kadar olmalıdır. Tıbben de beslenme dengeli olmalıdır. Protein, karbonhidrat ve yağlar dengeli olacak şekilde vücuda alınmalıdır. İşyeri hekimliği yaptığım zamanlarda bazı işyerlerinde bu dengenin yeterince kurulamadığını gördüm. Örneğin patates yemeği ve makarna gibi iki karbonhidratın aynı anda verildiğini gördüm. Beslenme işi bu konuda bilgili olmayı gerektiriyor. Örnek listelere ulaşmak artık çok da zor değil. Bunlardan yararlanılabilinir. Ya da konunun, diyet uzmanı ve gıda mühendisi gibi ilgili uzmanlarından danışma alınabilir.
Yemeğin yanında makarna ve salata yaparak dengeli bir öğün oluşturmak istedim. Ancak makarna bize akşam yemeği olarak fazla gelecekti. Az miktarda makarna ile de aynı şeyi yapmak mümkün oldu. Bunun için çok az miktarda makarnayı içine biraz zeytinyağı ve az su koyarak haşladım. Süzmeye gerek olmadan, kereviz salatasının içine koydum. Böylece sadece salata bile, içindeki malzemelerle dengeli ve doyurucu bir öğün olmuş oldu. Şimdi ne diyelim?
Bize de size de hepimize afiyet olsun diyelim. Yanında da bir müzik olsun. Keyifli dinlemeler.
Müzik Onur Erol& Junior Zen’ den. ”Zerzevatçı Teyze”
Dr. İnci de doğru beslenmeli. Doğru beslenmeli ki nöbetlerini tutabilmeli…