Uluslararası Firmanın Yatırım Danışmanı

Uluslararası olan firma ile olan tanışmam, bacalarıyla ünlü şehrin, devlete ait olan iyi eden yerin acilinde çalıştığım dönemlerde oldu. Üyelik sistemi ile çalışıyordu. İster sadece kullanıcı, ister de satış ve üye yapan olabiliyordunuz. Bir tanıdık üye yapmıştı. Arada boş günlerim olduğu için de ilgilenebilme zamanım  olmuştu. Bu firma, bireyi ele alıp, geliştirip, üstüne de yüzde yüz kullanıcı olmasını sağlayıp, her frekanstan girerek satış işini sağlama alan bir ağ sistemini kullanıyordu. Mutlaka toplantılara gitmek de şarttı. Toplantılara katılmadım hiç ama toplantılarda kaydedilmiş ses kasetlerinden epeyce dinledim. Kasetleri ve kişisel gelişim kitaplarını da satıyordu ağ sistemi. Kişisel gelişim kitaplarından epey okumuştum o dönemde ve iyi olmuştu bana. Yani kişiliği geliştirip,
liderler yaratıp, satış tekniklerini de öğreterek satışlarını ve üyelik zincirlerini sağlama alan bir sistem. Ürünlere ait kocaman katalog da gönderiyorlardı…

O yıllarda sağlıkta da dönüşüm olmaya başlamıştı. Performans sistemi getirilmişti. Çalışanların yaptıkları işlerin katsayılarına göre, bakılan hasta başına ücret alma esasını getirmiş bir sistemdi.
İşte o zamanlarda, kasetleri dinleyip dinleyip doğruca acile gidiyor ve ”Uluslararası bir firmanın yatırım danışmanıyım” dememizi söyledikleri sloganıyla başlıyor ve ”İşte gerçek performans burada” deyip,(şimdi bile tutamıyorum kendimi ve gülüyorum yine 🙂 🙂 🙂 ) aslında kendimce tanıtmaya çalışıyordum; firmamı ve ürünlerini. Anlayacağınız benim için ”Performans” sözcüğü oldukça faydalı olmuştu bu bağlamda…
Üç kere üst üste belli bir puan yapmanın sonunda, açılan hesaba, para yatırmaya başlıyorlardı. O kadar uğraştım, baya masraflı da oldu. Tek alıcım kendimdim ve fiyatlar da yüksekti. Bir türlü üçüncüsünü tamamlamayı başaramadım. Pahalı olmasının nedeninin de, ürünlerin konsantre olup, uzun süre kullanıldığı ve böylece daha uygun fiyata geldiği şeklinde açıklamasını yapıyorlardı. Şimdi ne yalan söyleyeyim bu doğruydu da. Ürünleri güzeldi ve uzun süre kullanılıyordu da. Ama yüzde yüz müşteri olmak için tutan fatura, baya kabarık oluyordu. Bu nedenle tamamlayamadım ve para da yatmadı hesabıma. Bunu hiç başaramadım. Daha sonraları üyeliğimi, kullanıcı üye olarak değiştirdim. Aidatı daha azdı ve de satış ta yapamamıştım zaten. Kullanıcı üyelere, “Mutlu müşteri” diyorlardı

Mutlu müşteri olmuştum. Mutlu müşteriler, mutlaka olmalı sistemde. Eğer mutlu müşteriler olmazsa, o zaman üst zincirler kazanamaz. Çünkü üst zincirler, sadece üye yaparak kazanırlar. Takım halinde çalışıp, paralel takımlarla çıkarlar çelişmez ise ve izin verilirse eğer yükselebilirlerdi. İşin bu kısmını, bu işi yapanlardan ve üye yaparken anlatılanlardan biliyorum. Bire bir yaşamadım tabii ki… Kasetlerde hep bu işin liderleri:  ”Biz hiç bir şey yapmadan kazanıyoruz” diyorlardı. Ama öyle değildi bence. Yüzde yüz kullanıcı olmak bile bir uğraştı. Her yerde ve her şekilde, konuyu bir şekilde buraya taşıyıp, anlatmak da, insanlarla toplanmak, toplantılar düzenlemek hepsi başlı başına bir uğraş ve zaman alan bir çaba. Büyük otellerde toplantı organizasyonları da… Toplantılara katılanlar, yani bu işi yapanların arasında sayıca çok avukatlar, doktorlar, mühendisler, profesörler varmış. Onları gördüğünüzde ve öykülerini dinlediğinizde devam etme garantisini de yüzde yüz olarak verip, o nedenle de mutlaka toplantılara katılmanız bekleniyor ve bu işten para kazanmayı istiyorsanız da, katılmanız gerekiyordu…

Acil zamanlarına dönersek, performans sisteminin de bu vesileyle kritiğini yaptığım bu dönemde, iki hemşirem arkadaşıma şampuan denetmeyi başardım. Şampuan saçlara hacim kazandırıyordu. İki arkadaş denemek için birlikte almışlardı. Denediler ama nasıl da kızgınlar 🙂  ”Bu şampuan saçlarımızı kocaman yaptı, kabarttı ” diye 🙂 Tabii ben dürüst satıcı, çalışkan da öğrenci…  Geri aldım şampuanı… Eşimanneme verdim. İyi oldu, memnun kaldı o şampuandan… Yıllar sonra eşimle duyduk ki bir toplantı var büyük şehirdekinden değil; mini bir toplantı. Merak ettik gittik bir de baktık ki saçlarını kabartmıştı ya hemşiremin işte o bu toplantıdaydı. Uluslararası bu firmanın yatırım danışmanı olmuştu, hem de takımının da bir üyesi… Yine aynı yerde çalıştığım ve üniversiten de sınıf  arkadaşım da yıllar sonra, bu firmanın gittikçe yayılan dallarından birinin üyesi olmuştu ve bana:  ”Sen o zaman üyeliği anlatmamıştın, bu iş takımla çalışarak yapılıyor ve kazandırıyor. Sen yalnız kalmışsın, bir takımda değilmişsin o zaman.”  ve  ”Sen gelirdin anlatırdın ve biz de ne diyor diye gülümserdik o zaman” demişti …  Şimdiden geriye baktığımda diyorum ki: ”Zaten de çok da istememişim ki, gülümsetmeyi seçmişim o zaman 🙂 ” …

Halen bazı ürünlerini kullanırım ama, yerine kendi ülkemizde üretileni ve memnun edeni çıkarsa, onu yerine koyarak. Artık yüzde yüz kullanıcı değilim. Zaten bu fıtrata da ters. Hep aynı ürünleri kullanmaktan sıkılıyor insan. Raflardan seçerek almayı da istiyor. İlk zamanlarda firmanın ürünlerinin marketlerde satılması yasaktı. Birebir satış en etkiliydi ve öncelikliydi; öyle düşünülüyordu. Ama şimdilerde bazı alışveriş sitelerinde ürünleri bulunuyor. Gerekirse buralardan sipariş verebiliyorum. Yani çok nadir müşterisiyim. Üye değilim. Firmanın yatırım ortaklığından, mutlu müşteriye olan öyküm, çok alışveriş yapmadan mutluya dönüştü…
Size bir haber vereceğim: Harca harca bitmez olan bir markette ve daha bir başkasında da gördüm. Bor ile üretilen, hem de biz üretmişiz, bir çamaşır yıkama deterjanı var onu kullanıyorum. Fiyatı uygun ve kullan kullan bitmiyor. İşte onu tavsiye ederim… Bir de küçük sır: Elde yıkama bulaşık deterjanlarının hepsini sulandırarak kullanıyorum. Fiyatları uygun bir de uzun süre kullanabiliyorum… Yeni öğrendim: Arap sabununun kokusuna kakalaklar gelmiyormuş. Aldım ama daha denemedim. Temizliğe giriştiğimde deneyeceğim…

Hangi ürünü isterseniz alın fark etmez ama azı karar çoğu zarar kadar alış veriş yapmanız ve bu şekilde de mutlu olmanız dileğiyle… Bana kattıkları ve bu anılara sahip olmamı sağladığı için,  ” Uluslararası firmaya” ve uluslararası firmanın şimdi ki yatırım ortağı olan arkadaşlarıma da buradan selam ve sevgilerimle…

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir