







Fotoğraflarda, kaplumbağa ailesi ve köpek, kedi, Ayşe ve Fatma, kurbağa, çalışkan cüceler, Hüsnü ile Hüsniye, papatya ile saray var.
Yazıya başlığını verdiğim Yoran ise Didim’in eski adı.
Kaplumbağalar bana ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ resmini ve onunla ilgili bir anımı anımsatır. İlk duyduğumda, kaplumbağaları mı terbiye ediyorlarmış, diye sormuştum 🙂 Sanki korteksim devreden çıkmıştı. Söyler söylemez devreye girdi girmesine; ama söylemiştim bir kere… Çok utanmıştım. Osman Hamdi Bey’i de o güne kadar hiç duymamıştım. Meğer Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey’in ünlü bir eseriymiş. Bu bilgileri, Yatağan’ın Turgut Köyüne yaptığımız gezide öğrenmiştim. Burada Osman Hamdi Bey’in müze haline getirilmiş evi var. Her şeyi bileceğiz diye birşey yok. Hem, bilmemek ayıp değil; öğrenmemek ayıp değil mi?
Bir şiir oluşturmaya çalışayım bakalım:
Yoran’da Bir Saray
Sarayın bahçesinde var hayat
Bu cümleler çok bayat
Ayşe, Fatma, Hüsniye
Gel beriye beriye
Kurbağalar bahçede
Vırak vırak mı dedi?
Kaplumbağaları kim terbiye etmiş
Biri Osman Hamdi mi dedi?
Çalışkan cücelerin fistanları eskimiş
Yenilemeye iki üç boya yetecek
Bahçıvan Hüsnü yorulmuş mu Yoran’da?
E, güzellik emek isteyecek
Zeus’un kızı Astrea ağlayınca
Dökülmüş de yaşlar toprağa
Dönüşüvermiş mi papatyaya…
Yoran’da bir saray
Sarayda bir hayat…
Hüsniye sever Ayşe, Fatma, Hüsnü’yü
Bahsetmeden geçmeyelim;
Bir de köpek ile kediyi…
Bugün 21 Mart Dünya Şiir Günü. Fotoğraflardan şiire yolculuk yaptım. Pandeminin sıkıntılı geçen günlerinin biraz tozunu alır ve gülümsetebilirim umarım. Gününüz kutlu olsun.
20. Ocak.2023’ten Güncelleme:
Utanmama gerek yokmuş 🙂 :
“Kaplumbağa terbiyesi diye bir sanat, kaplumbağa terbiyecisi diye bir meslek vardır ve bunlar 19. yüzyılda Japonya’da yer alır…” Osman Hamdi’nin torunu Edhem Eldem
Kafanızı kurcalayan bir şey varsa; araştırılmayı hak ediyor demektir.