

Hayatın Öğrencisi; Gönen İlköğretmen Okulu Mezunu, Kimya Öğretmeni Eğitimci Yazar Muzaffer Gürboğa ile yedincisi düzenlenen Akdeniz Sanat Günleri Fethiye etkinliğinde tanıştım. Hayatın Öğrencisi kitabını benim için imzaladı.
Eğitimci Yazar Muzaffer Erboğa, denemelerinde eğitimi sorguluyor, eleştiriyor. Eğitimin; bireylerin hayatındaki etkilerinin izini sürüyor. Yıllarını öğretme ve öğrenme eylemleriyle geçirmiş biri olarak çözüm önerileri sunuyor.
“Nasıl oluyor da ilkokulda kıpır kıpır, capcanlı olan ve yaşam enerjisini her türlü devinimle ifade eden çocuk daha sonraki yıllarda durgunlaşıyor, mutsuzlaşıyor?
Bilme, anlamlandırma çabası olan öğrenme etkinliği neden zevksiz ve sıkıntılı bir sürece dönüşüyor?”
Sürekli soruyor, sorguluyor. Penceresinden gördükleriyle dertleniyor ve okuru buna ortak ediyor.
“Bir insanın çeşitli ortamlarda evde, ailede, işte, siyasette var olma tarzları benim dikkatimi çekiyor. Ve bunun eğitimle ilişkisi üzerine düşünüyor ve yazılar yazıyorum.
Her bireyin kendine sorması gereken sorular:
-Aldığım eğitim benden var olan güçlerimi ne kadar tanımama olanak tanıyor?
-Beni güçlendiriyor mu yoksa zayıflatıyor mu?
– Her hangi bir ortamda kendimi, donanımımı ne ölçüde temsil ediyorum?”
Eğitimin kalitesine etki eden süreçlere yoğunlaşıyor:
“…Sınıfta sadece notla var olmak güçlü bir varoluş değildir. Kaç puan aldığın değil, o puanla ne yaptığın, gerçekliğe nasıl etki yaptığın önemlidir.
Ne kadar öğrendiğin değil, bu öğrendiklerini ne kadar kullanıyorsun, ne kadar güce, etkileme gücüne dönüştürüyorsun?
Ne kadar kişiyi, toplumu etkiliyor, dönüştürüyorsun?”
Sıkıntı ve mutsuzlukların temel kaynağına ışık tutuyor:
“Sınıfta, yaşamın her alanında var olmak istiyorsan, var olduğuna dair değerlerini ikna etmen önemlidir. Düşüncelerin ve davranışların başkalarını etkilemiş olmalıdır. Edilgin ve asalak bir varoluş insanın kendi özüne yabancılaşmasıdır. Bu yabancılaşma ve kendi olamama durumu, sıkıntı ve mutsuzlukların temel kaynağıdır.”
Bu sözünü sevdim:
“Unutmayalım ki insan ömrü boyunca kendi heykelini yontar, kendisinin sanatçısı, yaşamının sanatçısı olması işçiliğine bağlı.”


Deneme Edebiyatı türünde olan kitabını okumaya yazarın doğum gününde başlamışım. Bu da ilginç bir tesadüf oldu.
Doğum günü kutlu olsun. Kitapları hep okunsun. Kitapları hep okunsun ki temeli Gönen’e dayanan; kaliteli bir eğitim için ektiği düşünce tohumları her bir yana yayılsın, yeşersin ve koca bir ağaç olsun…