Bırakabilmek

13 Ağustos 1990’dan bu yana tam otuz yıl geçmiş; sanırım artık geçen yılları saymayı bırakmak lazım. Çünkü saydıkça şaşırıyor insan. İlk görevime  acil serviste başladım. Bunun için de meslek yaşamım boyunca kürkçü dükkanı misali dönüşlerim hep acil servise oldu. Her gün işe gidip gelmek fikri beni sarmadı. Arada boşlukların olması iş ve yaşam dengemi kurmak adına çok faydalı oldu. Bazen iş yorduğu için aradaki boşluklar hatırına da devam ettiğim oldu. Zaten acil serviste çalışmaya başka türlü katlanmam da zor olurdu. Sürekli olan uykudaki düzensizlik hali istenilen bir durum değildir. Yine de bir şekilde alışıyor insan… Alışmış olsak da ve iş yaşam dengesi kâr olsa da, zamanı gelince noktayı koyabilmek gerekiyor. Çünkü zarar hanesi de doluyor ve yıpranma olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkemiz için bu durum kolay olmuyor. Hiç bir sağlık çalışanı hak ettiği ücreti alamıyor.  Dolayısıyla son noktayı koyalım ve artık ne istiyorsak yaşamda dediğimiz yerde, biraz daha biraz daha demeye devam ediyoruz. Biz hekimler yine de iyi durumdayız. Son yıllarda  emekli katkı payı denen miktarla iyileştirme yapıldı. Diğer mesleklere baktığımızda ise emekliliğe yansıyan miktarların çok düşük olduğunu görüyoruz.

“Çeşme akarken doldurmak” diye bir söz vardır. Galiba çeşme akarken dolduralım derken, deponun açık deliklerinin varlığını ıskalıyoruz. Depo doluyor, ama çeşme kapandığında yine boşalmaya devam ediyor. Maaşlarımızı, kazandıklarımızı ev, araba, şanslıysak yat daha da kat alalım derken harcıyoruz ya da biriktiriyoruz. Bunları da konfor sayıyoruz. Geleceğe güven oluşturduğumuzu sanıyoruz. Allah korusun ama  bir deprem, yangın ya da bir sel de götürüverir bunların hepsini. Tabii bu en kötü senaryo.

Bazı insanlar daha şanslı oluyor. Sanırım biz onların arasındayız. Eşim uzun yıllar kendi işini yaptı. Ben de malum acilde çalıştım. Boş zamanımız olduğu için de iş ve yaşam dengemizi iyi kurabildik. Biz de ev, araba, tarla, tekne alabildik ama hepsini aynı anda değil…

Tarlada çocuklarımız bamya nasıl yetişir, susam nasıl olur, tavuklar elimizden nasıl yem yer, vb. öğrendi. Şehrimizin yayla denen kısmındaki tarla ve içindeki kâgir evi bir arabadan çok düşük bir fiyata almıştık. Denk gelmişti derler ya öyle olmuştu. Satınca, tarla yerini denizin nimetlerine bıraktı. Ev kredimize destek oldu ve küçük bir de tekne alabildik. Tıpkı onu da arabayı kredi çekerek ve alıp satarak nasıl büyütüyorsanız aynı şekilde büyüterek sonunda sattık. Önce koyun içinde oyalanalım yeter dedik daha sonra biraz daha ileriye gidelim dedik. Yaptık, yaşadık ve sattık. Tekne yerini karavana bıraktı. Onunla da biraz gezdik, deneyimledik ve sattık. Çocuklarımızın eğitimine katkı olarak kullanmaya devam ettik. Bir şeyleri alırken çok sevinmedik, satarken de üzülmedik. Aldığımız her şeyi daha iyi duruma getirerek sattık. Emek verdik. Her zaman sadece bir süreliğine bizimle dedik. Asıl olan ve elde kalan şey; elde etiğimiz mallar değil onlarla deneyimlediğimiz anlardır. Birçok insan bütün bunlara cesaret edemiyor. Ya da elindekileri bırakmak istemiyor…

Bırakmayı da bilmek gerekiyor. Bırakmak her zaman kötü değildir. Evimizi, malımızı satmayalım derken yaşamı ıskalayabiliriz. Farkına varmadan, hareketsiz, daha kalın bel, göbek, hareketsiz vücutlar, monotonluk ve sonunda gelen sıkıntı, stresle yorulmuş, yoğrulmuş olmaya başlayabiliriz. Zamanı geldiyse ve artık bir şey öğretmiyorsa ya da oradan aldığımız dersler bitmişse, direnmenin de bir anlamı yoktur. Bazı insana konfor alanından çıkmak zor gelir. Yıllar geçtikçe kullandığı ilaçların daha da artığının farkına varmaz. Bırakın ve rahatlayın. Sadece sizi yoran ne varsa bırakın, yükünüzü hafifletin, göreceksiniz geleceğe daha umutla bakmaya başlamışsınız. Tecrübeyle sabittir.

Belki de tüm bu deneyimleri işim sayesinde elde etmişimdir. Onun için işimi, acil servisimi çok seviyorum.  Zamanı geldiğinde tabii ki noktayı da koyacağım. Sevgiyle, değişimin getireceklerine kucak açarak, geleceğe güvenerek kalın. Umarım hayatlarınızda güzel dönüşümler olur…

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir