Olmazsa Olmaz

Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlığı “Yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değil; bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlamasının üzerinden 67  yıl geçti. Geçen zaman içinde, bu tanıma uyan ne bir birey ne de bir toplum bulunabildi. Ancak bu tanım doğrultusunda sağlık için daha iyiye ulaşmanın yolunun bireye odaklı değil; topluma odaklı çabalardan geçtiği dünyaca kabul edildi. Alma Ata Bildirgesi (1978 yılı) ile Temel Sağlık Hizmetlerinin tanımlanması ve çerçevesinin çizilmesi, La Londe Raporu (1974 yılı) ve 1. Uluslararası Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Konferansı’nda kabul edilen Ottawa Sözleşmesi (1986 yılı) halk sağlığı anlayışı, başka bir değişle çağdaş sağlık anlayışı için mihenk taşları oldular. Çağdaş sağlık anlayışı ile sağlığın korunması ve geliştirilmesinin öncelikliliği, sağlık hizmetinin sürekliliği ve ekip anlayışı, sağlıklı bir toplum için sektörler arası işbirliği kavramlarının yanı sıra toplum katılımı olarak özetlenen herkesin kendi sağlığından ve toplum sağlığından sorumlu olduğu ve sağlık hizmetlerinin sunumunda aktif rol alması gerektiği kabul edilmiş oldu (1).

Kaynak: http://smyrnatipdergisi.com/dosyalar (15/11/2014)

***

Herkes kendi sağlığından ve toplum sağlığından sorumludur. Hekim olduğum için bu sorumluluğu her zaman duydum. Sosyal medya bana bu anlamda olanak sağladı. Sosyal ağları daha önce kullandım; ama tam da istediğim değildi. İnternet dünyasının ilk sosyal medya aracı olan blog fikrini ise daha çok sevdim. Anlatmak istediklerimi geniş halde sunabilme olanağını sağladı. Sosyal ağlar, karşılıklı iletişimi sağlıyor gibi düşünülse de pek öyle gelmedi. Eğer istenirse bloklarda da karşılıklı iletişim sağlanabilir… Elimizde bu olanak varsa değerlendirmek gereklidir ve doğru şekilde kullanıldığında amaca da hizmet etmeyi sağlar. Günümüzde ”Sağlık Okuryazarlığı” (Sağlık okuryazarlığı, temel okuryazarlık becerilerine ek olarak sağlık konuları hakkında bilgi gerektirir.) kavramı da konuşulmaya başladı. Sağlıkta olan hızlı gelişmelere paralel sağlık okuryazarlığının da artması gereklidir. Umarım çalışmalarım bu fikre de hizmet eder…

Sonuç olarak:

Okuryazarlık oranının artışının, sağlık okuryazarlığı oranının artışına neden olacağını öngörebiliriz. Eğitim düzeyi ve kalitesi  arttıkça  sağlıklı yaşam kalitesi de artar. Buna göre toplumdaki okuryazarlık oranı, sağlıklı toplumların oluşmasında en önemli etkendir de diyebiliriz. Okumak bizi sağlığa götürür. Okumak bizi sağlığa götürürse, koruyucu sağlığın da en olmazsa olmazı olmalıdır.

O zaman şimdi okuma zamanı…  Keyifli okumalar…

Penceremden İnciler

2 thoughts on “Olmazsa Olmaz

    • Demet Nohutçu says:

      Meliha çok teşekkür ederim. Bireylerin tek tek sağlıklı olması, ailelerin ve toplumların sağlıklı olmasını sağlar. Özellikle bugünlerde buna daha da çok ihtiyacımız var… Herkes sağlığına ne iyi geliyorsa onu yapmalı… En önemlisi de okumalı… Evet okumak sağlıklı olmaya götürüyor. En ufak bir bilgi kırıntısı dahi önemli. Mutlaka peşine düşmeli 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir