Tire’den sonra, patatesiyle ünlü Ödemiş’in; tarlalarında patates dolu çuvallarını, cumartesi kurulan merkezindeki pazarını, eski ve yeninin bir arada olan ve dönüşmeye başlayan binalarını, yolların orta kaldırım süslemesinde kullanılmış lalelerini, bir de bol bayraklı yollarını hızlıca geçtik. Seçim çalışmaları burada da devam ediyordu. Birazdan trafik sıkışacaktı. Belediye’nin hoparlöründen, Büyükşehir Belediye Başkanının geleceği anons ediliyordu. Ödemiş’te de gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Yerel radyoda da ”Hayvancılıkla uğraşanlara müjde! ” diyordu. Anonslar ve yerel radyodaki seçim reklamları eşliğinde Birgi’ye geldik… Birgi, Unesco’nun Dünya Mirası Listesinde 2012 yılında geçici yerini almış. Dileriz biran önce kalıcı listede yer alır. Burası kendinizi tarihin içinde gezer hissettiğiniz bir açık hava müzesi. Kalmak isteyenler için bir çok seçenek mevcut. Eskiden İpek yolu üzerinde olan Birgi’de ipek üreticiliği mevcut. Fakat şimdilerde azalmış. İpek ürünleri satan bir esnafla olan sohbetimizde, bunun nedeninin Çin malları nedeniyle olduğunu öğreniyoruz. Birgi’de en çok etkilendiğim İmam Birgivi Mehmet Efendi. 16.yüzyılın seçkin alimlerinden olan İmam Birgivi Mehmet Efendi’nin kabiri de burada. Kabir ziyaretlerine dikkati çekerek; kabirler üzerinde mum yakılması ve para karşılığında Kur’an okunması gibi gayri İslami uygulamalarla mücadele etmiştir. ”Bir toplum daha kötüye gidiyorsa, o topluma düşen vazife; önce kendine dönüp bakmasıdır” sözü meşhur sözlerindendir. Ömrünün son on yılında, Birgi’de müderrislik yapmıştır. Gösterişten uzak durmuş ve kabrinin üzerine türbe yapılmamasını vasiyet etmiştir.
(_İkinci İnci-)