”Ben çiçeklileri, renklileri, delileri severim, bir de delilikleri.” Özdemir Asaf
Ne güzel demiş şair. Ben de severim. Çiçekleri severim. En çok da kokulu olanlarını. Sümbül, nergis, hanımeli, yasemin, gül, karanfil, ful; limon, portakal çiçeği ve nicelerini. Çiçekler yaşamımızı güzelleştirir. Gerçeği de yapma olanı da güzeldir. Renkler ve renkliler de güzelleştirir yaşamı; ruh halimizi de etkiler.
Yukarıdaki tabloyu, çektiğim bir resimden bakarak tuvale geçirdim. Artık, ozalit ve aydınger kağıdı yok. Bakarak çizim yapabiliyorum. Resim yaptıkça aşama kaydediyorsunuz. Yeter ki bırakmayın… Tablo, orijinal değil baskıydı. Çerçevesi sarıydı ve resme yakışmıştı. Bir an çerçeve yaptırmayı düşündüm ama her zamanki gibi yaptırmadım. Tuvalin yanlarını da boyuyorum. Çerçeve sınırlandırılmışlık hissi veriyor. Bu şekilde ise sonsuzluk ve özgürlüğün hissini veriyor. Çiçekler ve vazolar isterse tuvalden atlayabilirler; özgürler.
”Çiçekler koparılmamalı, dalında güzel” dediğinizi duyar gibiyim. Çiçekler dalında da uzun yaşamıyor ki. Hatta bazen vazoda suyu düzenli tazelendiğinde daha uzun yaşayabiliyor. Vazoda durduğunda onları daha uzun görüp, koklayabiliyorsunuz da. Bahçesi olmayanları düşünün. Onların da çiçeklerle vakit geçirmeye, çiçekleri koklamaya ihtiyaçları yok mu? Çiçekler hassaslar. Zaten dalında da çabucak solacaklar değil mi? Hasta yatağında yatanların, yeni bir bebeği dünyaya getiren annenin, evlenen bir çiftin, sevgilinin, öğretmenin, çiçek armağan edildiğinde yüzlerinde görülen tebessüm ne güzeldir değil mi? Çiçek olsam en çok da bu mutlu ederdi beni. Ruha iyi gelen bir ilaç gibi. Tazeliyor, güzel duygular geçiyor içinizden, mutlu oluyorsunuz. ”Abi ablama bir gül” diyen çiçekçi, o da mutlu oluyor değil mi? ”A be alasın bi çiçecik” diyen çiçekçiye ne demeli? Bunu derken bile sizleri gülümsetmiyor mu? Sözün kısası; dalında olanı en çok olmak üzere, vazoda olanını da, yapma olanını da, tabloda olanını da çok severim çiçeklerin. Şu anda kendiliğinden bir resim yap deseler, çiçek resmi yaparım. Onlara sadece bakmayıp görürüm de; incelerim. Resim yapmaya başladığımdan beri ağaçlara, kuşlara, kelebeklere daha da yakından bakmaya başladım; kafamda iyice yer etsin ki tuvale çizebileyim, fırçalarımla boyayabileyim diye.
Renklileri de severim. Turuncu, kırmızı, sarı gibi sıcak renkleri, mavi, yeşil gibi huzur veren renkleri, lacivert, gri gibi ciddiyet veren renkleri, tüm renkleri içinde barındıran; saflığı, temizliği çağrıştıran beyazı, zıttı olan siyahı, gökkuşağının tüm renklerini, ara renkleri, fuşya, çim yeşili, lila, somon rengi gibi isimleri farklı olan renkleri; hepsini severim. Doğa tüm bu renklerin hepsini barındırır ve huzur verir…
Şairin delilikleri severim sözü bana çocukluğu hatırlatır. Çocukluk da; saflığı, temizliği, dobralığı, doğruluğu. Çocukluk güzeldir. Çocuklara hoşgörüyle bakarız, art niyet aramayız onlarda. İşte bunu da çok severim. Geçtiğimiz yaz bulunduğumuz bir mekânda , çocuklar su fıskiyelerinin altına giriyor ve kahkahalarla gülüyor, eğleniyorlardı. Bir an çocukların annesiyle göz göze geldik. Bana, ”Biz yapsak bize deli derler” dedi. Gülümsedim , kendimi tutamadım gittim çocukların yanına ve su fıskiyelerinin altına 🙂 Islandım, güldüm, eğlendim. Desinler be kuzum: Deli desinler…
Ve Edgar Allan Poe sorar: “Delilik sandığınız şeyin sadece duyuların fazla keskinleşmesi olduğunu söylememiş miydim ben size?”
”Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir.” Philip K. Dick
Delilik buysa, böyleyse eğer… Deli desinler be kuzum…
Sevdiğim bir şiir ile bitirmeyi istiyorum yazımı:
Dönme Dolap
Bu dünya bir dönme dolap
Yukarıda olacaksın bir zaman,
Saçların hafif hafif uçuşacak,
Ellerin dümen olacak ruhun uçurtma.
Senin için akacak zaman,
Sana akacak gül kokuları…
Bu dünya bir dönme dolap
Ve aşağıda olacaksın bir zaman,
Elinde avucunda umut kalacak,
Naçar olacaksın kaç saat ve kaç dakika.
Beklemekle geçecek zaman,
Beklemekle gelecek gün ışıkları…
Sorma bana nerede olduğumu
Bu dünya bir dönme dolap
Uçuşmuyor şimdilik saçlarım
Gülü de, kokusunu da sorma şimdilik
Şimdilik keyifsizim, sadece şimdilik…
Diyor şiirinde Alaz Enderin .
Siz, yine de gülü de, kokusunu da sorun derim… Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…
Demet çim ne güzel yazmişın ,kalemine sağlık ince, zarif yüreğine sağlık, Tebrikler
Semra Ablacığım, beni mutlu ettiniz. Çok teşekkür ederim.