Zeytinyağı Sağlıktır


“Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman. Senin gibi cahile, ben efendim diyemem aman…” Şarkısını yıllarca güle oynaya dinledik. Bundan önce aynı başlıklı başka bir yazı yazmıştım . O yazıda, bu şarkıdan etkilenmediğimizi düşünerek; hem güle oynaya şarkıyı söyledik, hem de zeytinyağını yedik, basma, pazen fistan da giydik demiştim. Ama düşününce tam da öyle olmadığının farkına vardım; yazımı değiştirdim. Çünkü yıllarca kızartmalarda zeytinyağını kullanmadık. Büyüklerimizden öğrendiğimiz böyleydi; öyle biliyorlardı. Hiç de sorgulamamıştım. Hatırlarım; küçükken annem pilav, makarna gibi yemeklerde, yarı sıvı yarı katı olan, o zamanların meşhur margarinini kullanılırdı. Sonraları o yağ kaldırıldı. Bazen marketler nostalji ürünleri çıkarır; alıştığımız o tat için, nostalji olsun diye alırız. Her zaman çıkartsalar belki arada bir olur ama şimdi birincimiz zeytinyağı.

Birkaç yıl önce merak edip zeytin yağını araştırdığımda, bu konuda yanlış bildiklerimizin olduğunun farkına vardım. Şimdi kızartmalarda kullanıyorum. Sebze yemeklerinde, salatalarda zaten kullanıyordum, pilavda, makarnada; tereyağla karıştırarak, çok yapmasam da hamur işlerinde de yani sıvı yağ gereken her yerde kullanıyorum. Hiç de ağır gelmiyor, tadı da güzel. Tüm mesele alışmakla ilgili anlayacağınız. İyi ki zeytin yağını bırakmamışız tamamen.

Yazar Yurtsan Atakan’ın, ”Zeytin yağında kızartma: Hem lezzetli hem sağlıklı” yazısından alıntı yapacağım:
”Zeytinyağı dahil tüm sıvı yağların bir kaynama derecesi var, bir de tütme derecesi. Kaynama derecesi, tütme derecesinden yüksek. Zeytinyağı 300 dereceye yakın bir ısıya ulaşınca kaynıyor ki, bu zaten evde denenmeyecek kadar yüksek bir ısı çünkü zeytinyağının alev alma derecesinden sadece birkaç derece aşağıda. Pişirme açısından kaynama derecesinden çok, tütme derecesi anlamlı bir ölçü. Sıvı yağlar için tütme derecesi, yağın moleküler yapısının bozulmaya başladığı nokta. Ama bu öyle kolay değil. Zeytinyağının bozulması için birden fazla kez ısıtılması, tütme noktasına getirilmesi gerekiyor. Zeytinyağının tütme derecesi türüne göre 190 ile 210 derece arasında değişiyor. Moleküler gastronominin babası Hervé This’e göre mükemmel bir patates kızartması için yağın 180 derece kızdırılması gerekiyor. Yani kızartma yapmak için Extra Virgin tabir edilen en kaliteli zeytinyağları ile bile, rahatlıkla kullanılabilir.”

Ekonomik çıkarlar için, toplumların beslenme alışkanlıklarıyla oynamak? … Akıl sınırları zorlanır burada…

Çocukken annemiz, kız kardeşimle bana yazın basmadan kışın da pazen’den pijama ve gündelik kıyafetler dikerdi. Arkadaşlarımızın anneleri de. Çiçekli, rengarenk desenli olurdu. Bir keresinde şalvar bile diktirmiştik annemize. Şalvar, şimdilerde moda oldu. Ünlü bir modacımız da, ünlü şarkı yarışması için sanatçımıza  pazen’den gece elbisesi yapıp giydirdi. Giyen müzik sanatçımız da elbiseyi üzerinde güzel taşıdı. Sanat dünyayı güzelleştirir’in güzel bir örneği olmuştu…

Atatürk ”Köylü milletin efendisidir” demiştir. Şarkıda bu sözü onaylamayan bir cümle de var: ”… senin gibi cahile efendim diyemem aman… ” ya ne üzücü, ne ayıp bu… Üstelik basma, pazen üreten fabrikamızı da Atatürk’ümüz kurmuştu. Zeytin ise bizde kutsaldır. (Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. Nahl Suresi,11. ayet.) Kutsal olandan elde edilen yağ zararlı mıdır?

Zeytinyağından bahsedecekken, aklıma şarkısı geldi, zeytinyağından basma, pazen, modacımız derken baya beyin fırtınası yaptırtmış olabilirim sizlere…

En son şarkıya gelirsek, sözleri güzel değil tabii; bestesi güzel. Bestesi sayesinde beğenilmiş ve sözlerine dikkat etmeden güle oynaya söylemiş olabiliriz. Ama sözleri yeniden düzenlense güzel olur sanki…

Şarkının aslının Yunanca ve bir aşk şarkısı olduğunu yeni öğrendim; ayrılık şarkısı. Sözlerinin anlamı:

Neden ayrılmak istiyorsun? Neden ayrılmak istiyorsun? Nereye gideceksin? Seni seviyorum ve sen beni seviyorsun. Yakında incineceksin. Geri döneceksin ama beni bulamayacaksın. Neden beni sonsuza dek kaybetmek istiyorsun? Ve çok ağlıyacaksın. Benim için acı çekeceksin, acı çekeceksin. Ağlayan beni arayacaksın. Benim iyi ruhum. Gece gündüz hatırlayacaksın. ( Kaynak:http://www.dilforum.com/forum/archive/index.php/t-68311.html )

Türkçe’ye uyarlanmış hali de bir ayrılık şarkısı haline getirilmiş; zeytinyağı, basma, pazenden ayrılmamızı isteyen bir şarkı. Gerçek halinin sözleri ise üzüntü içeriyor ama anlamlı.

Müzik ise evrenseldir. İyi hissettiren müziklerin hep yanımızda olması  dileğiyle…

https://youtu.be/TVbkyYUAxW8

Not: Yunan şarkıdan bahsedince aklıma geldi: Yunan adalarında patatesi zeytinyağı ile kızartıyorlar. Patatesleri kendileri hazırlıyorlar; hazır paket değil. Sunumunu ise tabağa koydukları yağlıkağıdın üzerinde ve patatesin üzerine de kekik ekerek yapıyorlar. (Not tarihi: 08.06.2019)

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir