Atı alan Üsküdar’ı Geçti



İstanbul’dan manzaralar deyince aklıma ilk sıralarda gelir Kız kulesi ve zarif duruşuyla da ayrı bir güzellik katar boğaza; İstanbul’un incisi.

Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur diyeceğim ama hava parçalı bulutlu ve biraz da rüzgarlı…
Denizde sakinleri de var .Biraz yakından bakınca karabatak olduğu anlaşılıyor.

Burada da nişan fotoğraf çekimi,belki nikahlarını Kız Kulesinde yaparlar . Herkes dışarıda,kuşlar da var…

Simit 2.5 lira.Yanında peynirle ne iyi gider…

Mesafe uzun değil;üç en fazla beş dakika tekneyle.Anadolu yakasına daha yakın.Rivayete göre bu yolu yüzerek geçenler olmuş…

Giriş kapısında Sultan II.Mahmut’un Tuğrası.

Hero ile Leandros

Aşka yasaklı olan Hero ile Leandros’un hüzünlü aşk hikayesi. Afrodit tapınağı havarilerinden olan Hero, yaşadığı kuleden ayrılır. Leandros’ un gece kuleye yüzerek gelmesiyle aşklarını kutsarlar. Kız kulesi her gece iki gencin yasak aşklarına tanıklık eder. Her gece gemiciklere yol gösteren fener artık sadece Leandros için yanar. Hero’ nun tek endişesi tanrıların karşılaşmasıyla başlar.
Leandros’un yüzerek kaleye geldiği fırtınalı bir gece Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Yolunu kaybeden Leandros, boğazın sularında boğulur. Sabah olunca onun cansız bedeninin kayalıklara vurduğunu gören Hero, kaleden kendini aşağıya bırakır.

Yılanlı Kız Efsanesi

Bizans imparatoru kızı olunca çok sevinir ve  doğum gününü bayram ilan eder. Bilginlere,kızını tahta hazırlamalarını ister; ancak en büyük bilginin, kızının on sekiz yaşına geldiğinde bir yılanın sokması sonucu  öleceğini söylemesi üzerine kızını kuleye yerleştirir. Kızı on sekiz yaşına geldiğinde üzüm sepetiyle gelen yılan süzülerek zehrini kıza boşaltır ve böylece kehanet  gerçekleşir. (Bu Efsane, Mersin Kız Kulesi için de anlatılır gerçi)

Kız Kulesi kimi hüzünlü kimi mutlu sonla biten aşk öykülerine sahne olmuş. Duvarlarında bu öyküleri ve resimlerini görebilirsiniz. Kız Kulesi tarihin değişik zamanlarında deniz feneri olmuş, radyo istasyonu, karantina binası,vb. olmuş. 2000 yılından sonra da turizme açılarak, yerli yabancı turistlere ev sahibi olmuş. Şimdilerde nikah törenleri ve resim sergileri de yapılıyormuş.

Alt katında restoranı, mini hediyelik eşya satış dükkanı mevcut. Biz kitap ayıraçlarından aldık. Teknemiz yeniden gelip ayrılma vakti gelince bir de kız kulesi selfisi çektik, Battal Gazi ile Bizans tekfurunu andık…


Çam sakızı çoban armağanı…

Atı Alan Üsküdar’ı Geçti

Bizans tekfurunun kızı  ile İstanbul’un kuşatmasında general görevi alan Battal Gazi birbirlerine aşık olurlar. Bizans tekfuru, kızını Battal Gazi’den korumak amacıyla  kuleye kapatır. Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi kayıkla gidip kızı alıp, Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır.

Biz de, Kız Kulesinin içini gezip, görüp, efsanelerini de öğrendikten sonra modern olan atımızı alıp, Üsküdar’dan ayrıldık. Uykudan uyanmış, gözleri mahmur katibe de selam yolladık…

Kaynak: Kız Kulesi Duvarlarında bulunan arşivler.

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir