Kelebeğin Hayat Sırları

‘Kelebeğin Hayat Sırları’ Nil Karaibrahimgil’in kitabı. Nil Karaibrahimgil müzisyen, yazar ve anne. Aynı zamanda Pollyanna. Oyun oynamaları seviyor ama Pollyanna’cılığı değil…

Kitabının bir bölümünde yine bayan yazar olan Barbara Fredrickson’dan bahsetmekte:

Barbara’ya sormuşlar: Zorluklar karşısında bazıları kırılıp düşerken, diğerleri nasıl esneyip zıplıyor üzerinden? ”Onlar kendileri pozitif duygu yaratabilenlerdir” demiş. Bunlar kafalarını kuma gömüp negatifi yok sayan Pollyanna’lar değil. Her şeyin farkındalar. Sadece negatifin yanında pozitifi de yaşatabiliyorlar. Felaketler karşısında bile trajediyi görüp, pansuman yapacak iyi cümleyi kurabilmek büyük meziyet anlayacağınız… Peki bu yazı niye? Bazen her negatife üç pozitif koymaya ihtiyacımız olan günlerden geçtiğimizden.

Kelebeğin hayat sırları şarkısını hep severek dinlerdim. Kitabı da olduğunu öğrenince hemen aldım. Bu kitap alınmalı ve başucu kitabı yapılmalı ve hatta dönüp dönüp okunmalı. Yazmayı severim ancak ‘Yazar” sorumluluğunu almak başka bir şey. Ancak kitabında gördüğüm;  yaşama bakışının, şu kısacık zamanda açtığım sayfamdaki bakışımla ne kadar benzeştiği oldu. Pencerelerimizin yan yana olduğunu gördüm. Nil Karaibrahimgil gibi pozitif bakışı olan yazarlara özellikle günümüzün çok ihtiyacı var. Kitabı okurken sürükleyici, öğretici, insanları karşısına almadan motive edici, doğal, yalın bir dille ve sohbet edercesine, hepimizin aynı soydan olup karanlıklarımızın, sessizliklerimizin de aslında aynı olduğunu, çok da dert edilmemesi gerektiğini, hepimizin insan olduğumuz için hatalar yapabileceğimizi dile getiren, ortaya karışık ama değil, herkesin kendinden bir parça bulacağına inandığım öykü, masal, alıntılardan da oluşan, pozitif yaklaşan kişiliğini de sergileyen bir kitap olmuş. Klavyesine sağlık…

Yazının sonundaki  ”Bazen her negatife üç pozitif koymaya ihtiyacımız olan günlerden geçtiğimizden” cümlesi için benim sizlere bir önerim olacak:

İnsan düşünce yapısı negatife daha  eğilimli olduğundan bunu değiştirmek hemen kolay olmayabilir. O yüzden alıştıra alıştıra yapmalı; ilk başta üç negatife bir pozitif olmalı ve mizahı yaşamına alıp, kahkahayı da bol atmalı. Tecrübeyle sabit.  Kahkaha atmak ruhunuza iyi gelir. Ne zaman mizahı yaşamıma aldım ve kendime de yeri geldiğinde güldüm işte o zaman kahkaha atmaya başladım ben de…
Nil Karaibrahimgil’in dediği gibi:  ”Kahkaha içindeki kirlileri mis gibi yıkar, asar. Her şey yeniden rengine kavuşur… gözlerinizden yaşlar gelene dek, yerlere oturup kaslarınızı kullanamayana dek, kendinizi dakikalarca toparlayamayana dek kahkaha atın e mi?”

Bir de Nil Karaibrahimgil kafasına endişeli, negatif düşünceler gelmeye başladığında onları balon yapıp, patlatıyor, sonra da patlamış balonların üzerine basıp gidiyormuş. Ve yine diyor ki:

”Her gün şükret. Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın. Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri taş döşemiştir; kim bilir. Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme. Abart. Çoğalt. Parlat. Her gün bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin? İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana”

Penceremden İnciler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir