Yaşam Boyu Öğrenmek

Ustabaşı: İşçilerin kültür seviyeleri çok  önemli. Çoğu bir eğitim alıyorlar. İşçiler çalışırken her zaman yanlarında olmak mümkün değil. Bu eğitimi almış insanların  kurallara uymaları gerekiyor. Bir şey yaşadım: Arkadaş teknenin dibinde çalışırken, özellikle  “Baretinizi takın arkadaşlar” diye uyardım. Baretleri taktılar. On dakika geçmeden, kafasına bir demir düştü. ” Bize hiç bir şey olmaz ” deyip baretini çıkarmış. Bayıldığını gördüm. Ambulans istediler. Cehalet. Bir şeyler olması gerekiyor ondan sonra anlıyorlar. Bizim ülkede insan çalıştırmak zordur .

Çalışan: Sabah beş dakika geç kaldık mesela günaydın arkadaşlar diyeceğine ustamız, hakaret ediyor. Kaç yaşında insanlarız, bunu kaldıramıyoruz.

İşyeri Hekimi: Ustanız yıllardır burada çalışıyor. Belki artık şurasına geldi artık ve acaba bunda sizin de etkiniz yok mu?

Çalışan gülümsüyor, kabul ediyor, özeleştiri yapıyor.

Ustabaşı: Şöyle bir şey var: Bir gün önceden başlayan iş devam ediyor. Benim illa saat sekiz buçukta iş başı mı yapmam gerekiyor? (yanıt ileride) Bunlar ben gelmeden işbaşı yapmıyor. Çalışmıyorlar, affedersin dürtmeden çalışmıyorlar. Bunlar böyledir, düzeltemeyiz.

İşyeri Hekimi: Usta başınız sizlere günaydın dese, çocuklarım dese değişir mi?

Çalışan: Yüzde doksan değişir.

Ustabaşı: Hiç alakası yok. Ben diyorum. Günaydın derim, selamün aleyküm derim her zaman. Fakat şöyle bir şey var. Ben dokuzda geldiğimde halen atölyede oturuyorlarsa, işbaşı yapmamışlarsa fırçayı hak ediyorlar. Benim işim adam çalıştırmaktır. Onun için buradan maaş alıyorum. Dürüst insan gibi çalışacaklar. Ondan sonra gelsinler benden hesap sorsunlar. Bu iş böyledir. Çalışacaklar. Adam gibi çalışacaklar. Art niyet olmayacak. Adam yolda şirkete zarar verecek herhangi bir şey gördüğü zaman ona müdahale etmiyor. Tehlike arz edecek herhangi bir şeye müdahale etmiyorlar. Bana ne diyor. Dünyanın her yerinde, çok insanlarla çalıştım. Bizim insanımızın yapısı ”Bana bir şey olmaz” cıdır.

İşyeri Hekimi: İklimin etkisi mi?

Ustabaşı: İklimin etkisi yok. Burada çalışamıyorsa Erzurum’da çalışsın. Ben Arabistan’da da, Afrika’da da çalıştım. Sıcak var evet. Denizine girebilir, suyumuz var. Nesil değişecek ondan sonra. Nesil değişene kadar bu ülke bunun sıkıntısını çekecek. İşverenlerde eleman bulma sıkıntısı da var. Bu nedenle elindekini kaçırmak istemiyorsun, bazı şeylere ister istemez göz yumuyorsun. İnsanları çalıştırmak zorundayız. Yeni nesil gelene kadar on sene, yirmi sene otuz sene böyle devam edecek.

İşyeri Hekimi: Bizim işimizde iş veren desteği çok önemli. İş veren desteği konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ustabaşı: İş veren desteği araç gereçle olur,maaşla olur. Maaş konusu önemli. Eğer iş veren belli bir maaşın dışına çıkmak istemiyorsa o iş yerinde çalışmayacaksın. Herkes kendisi için yaşar. Bir iş kazası olduğunda, ben vicdan azabı yaşarım ama o işçi ölür. Vicdan azabını nereye kadar çekerim ben de. Fakat herkes kendisi için yaşıyor; dikkat etmesi gerekiyor.

İşyeri Hekimi: Ücret memnuniyeti etkiler mi?

Ustabaşı: Etkilemez.


İşyeri Hekimi: : Bu işyerinde iki tane çalışan memnuniyet anketi yaptım. İlkinde çalışanlar, anketin görüş ve öneriler kısmına zam istediklerini belirttiler. Memnuniyet oranı %72 çıktı. İkincisini zam yapıldıktan sonra yaptım. Memnuniyet %74 çıktı. Aralarında çok fark olmadı.

Ustabaşı: Cehalet etkiler. “Ben ölürsem öleyim”, “Bana bir şey olmaz” demeyecek. Kendini ve ailesini düşünecek. Bu zihniyet kalkmalı önce. Bundan yirmi, otuz yıl önce burası turizm bölgesi olduğu için hiç kimse çalışmak istemiyordu. Biz de gittik bahçıvan getirdik, köyden gelmiş bir tarımcı eleman getirdik. Onları elimizden geldiğince eğitmeye çalıştık. Kaynak yapmayı, iş makinelerini kullanmayı öğrettik. Onlara belgeler aldırdık. İş güvenliği eğitimleri daha yeni başladı.


İşyeri Hekimi: Evet. Burada yıllanmış çalışanlar var. Üstelik hepsi de iyi insanlar. Kurallara uymada direniyorlarsa, yasa diyor ki birinci uyarı, ikinci ve üçüncü uyarı sonra uymuyorsa işten çıkar. Mevcut durumda, bu o kadar kolay mıdır?

Ustabaşı: Evet iyi insanlar hepsi ama İyi olmak başka,cahil olmak başka. Zihniyet değişmeli. Kurallara uymayı öğrenmeliler. Kendilerine saygıyı öğrenmeliler. İşten çıkarmaya gelince ise bu zor. Hepsinin aileleri var. Bu sadece iş yerinin değil, memleketin de sorunu aynı zamanda. Otuz yıl önce ilkokuldan mezun olmuş birini eğitmek zor. Çalışanı elimizde tutup, bir kelime daha öğretmeye çalışmak önemli. Meslek lisesi mezununu eğitmek daha kolay.

İşyeri Hekimi: Böyle iş yerlerinde de çalıştım. Değişen bir şey yok. Mezun olunan okul da pek bir şey değiştirmiyor. Sanırım cezalar ve denetimler önemli.

Ustabaşı: Ben Avrupa’da da çalıştım. Onlara ayak uyduruyordum. Avrupa’yı örnek gösterirler. Avrupa bizden çok iyi değil. Uygulanan cezalar ağır orada. Bu nedenle kurallara uyuyorlar. En büyük ceza işten çıkarmak. Bizim çalışanlar bunun farkında değiller. Bakıyor işverenin toleransı bol, nasıl olsa işten çıkartmaz. Kurumsal olmayan aile şirketlerinde bu daha çok.


İşyeri Hekimi: İnsan yapısı her yerde aynı. Yani insan aynı insan. Neden kurumsal olmayan aile şirketlerinde böyle?

Ustabaşı:Acımaktan. Küçük bölge. Herkes birbirini tanıyor. Ayırma, kayırma, onun tanıdığı, bunun yakını. Gerçekten bunu düzeltmek çok zor. İnşallah hayırlısı olur. İşveren iş yerinde olmasa daha değişik davranırdım. Daha katı. Olması gereken gibi.

İşyeri Hekimi: Bu sefer mobbing diye dava ederler ama 🙂

Ustabaşı: Eğer doğruyu yapıyorsam sorun yoktur.


İşyeri Hekimi: 2013′ den bu yana yine de yol alındı.

Ustabaşı: Kesinlikle. Burada daha önceki yıllarda iş kazaları oldu. O zamanlar insanlar bilinçsizdi. Şimdi mümkün olduğunca biraz daha eğitildiler.

İşyeri Hekimi: Paraşüt tipi emniyet kemerleri, merdivenlere çıkarken kullanılan kancalar, baretler, rahat edecekleri iş ayakkabıları, iş ekipmanlarını aldığınızı biliyorum ama pek ortada gözükmüyor.

Ustabaşı: Bunların iyisini almayı seviyorum ama çalışanlar buna riayet etmediklerinde motivasyonum bozuluyor. Geçenlerde ağır iş yapan imalathanede Suriye’li bir çalışanın ayağına sac düştü. Ayağında iş ayakkabısı yoktu. Neden ayakkabı vermiyorsun diye sorduğumda giymiyorlar dedi arkadaşım. Bu işyeri ağır işyeriydi ve risk fazlaydı. Bizim işyerinde risk ise çok çok az ama yine de var. Ayakkabıları giydiriyorum. (Yanıt burada) Arkadaşıma, her sabah işbaşı yapmadan önce, kesinlikle denetlemesi gerektiğini, ondan sonra işe başlatması gerektiğini söyledim. Binalarda, inşaatlarda asansörlerden, vinçlerden düşen insanları da görüyoruz. Bu gördüklerimiz kadarı. Binayı kazıyor, temel atıyor. Yan binada insanlar var. Devriliyor. Bunların ne kadar önüne geçebiliriz, zaman gösterecek.Tek şey eğitimdir.

İşyeri Hekimi: İşveren desteği de önemlidir. Genel olarak tüm işyerlerinde çalışanlar, eğitimlere işverenlerin de katılması gerekir diyorlar. Bunların uygulanabilmesi için ,işverenin de öğrenmesi ve bize destek olması gerekli diyorlar. Haklılar da.

Ustabaşı: Bir de bir kural konulduysa, işveren onu bozmayacak. İşveren eğitimde hiyerarşisi bozulur diye düşünmeyecek. Gerekirse bir kenarda sessizce oturup dinleyecek. Çalışan ise her şeyi devlete bırakmayacak. İnternet var. Eğitimler orada da var. Çırağın ustayı geçmesi lazım. Ustanın öğrettiğiyle kalmayacak. Kendini geliştirecek, okuyacak ama çalışan yok. İnterneti bunun için kullanmıyor çıraklar. Kim ne yapmış, ne yemiş, nereye gitmiş bunun peşinde zamanlarını heba ediyorlar.

İşyeri Hekimi:Eğitim şart deyip gülüyorlar. 🙂

Ustabaşı:…Gemilerde de çalıştım…

İşyeri Hekimi: İşitmeniz o nedenle azaldı.

Ustabaşı: Rusya’da eksi elli derecede, jeneratörün üzerine yatılırsa herkesin azalır.

İşyeri Hekimi: Aslında buna meslek hastalığı tanısı konur. Ama meslek hastalığı telaffuz edildiğinde korkuluyor. Oysa geçmiş yıllara ait bir tanı ve konsun. Çalıştığım bir tersanede bu konuda sıkıntı çekmiştim onun için diyorum. Yasadan önce oluşmuş olan işitme azalmalarını tespit edip tanı konsun diye meslek hastalıkları hastanesine sevk etmiştim. Kesin tanının konması için. Bilmedikleri için bu durum onları korkutmuştu. Bundan sonra yapılacak çalışmalara, alınacak önlemlere ışık tutulması açısından istatistikler önemlidir ve bu çalışmaların hepsi bunun içindir. Öğrenme süreci uzun ve sabırlı olmayı gerektiriyor. Bazen yalnız kalsanız da, üstünüze gelinse de direnmeniz gerekiyor. Sonuçları buna değiyor çünkü. Motivasyon önemli ve gerekli. Eğitim şart. Yaşam boyu öğrenme bunun adı…

( Ustabaşına ve çalışana teşekkür ederim. )

Ve böylece devam eder gider. Daha önceleri çok söz söyledim, yazdım çizdim bu konuda. Uzun bir süreç olsa da , eğitimler işe yarıyor, mutlaka değişimler oluyor, yapılan işler bir sonuca doğru gidiyor bunu da gözlemledim ve halen de gözlemlemeye devam ediyorum. İş sağlığı ve güvenliği ile  ilgili elimden gelen yapabileceğim her şeyi yaptığıma inanıyorum. Çalışmalarım, tespit öneri defterlerine yazdıklarım, dimağlarda kalan söylediklerim konuşmaya devam eder sanırım. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak, tabi ki yeri gelince ve gerekince ayrı olmak üzere; başka söz söylemeyeceğim …
”Müziği yapan  notaların arasındaki  eslerdir”   tıpkı  bu sözdeki gibi …  şimdi    ”es”   zamanı…
Dilerim ki bu sözler de,esler de gerçekten işe yarar ve amacına ulaşır…Sevgiyle…

Penceremden İnciler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir