Bal kabağı denince akla

Masallara konu olan cadıların bayramı bugün. Cadı bayramı deyince de aklıma bal kabağı geldi tabii. Tarih öncesi Keltler’e kadar uzanıyor bal kabağının oyulma öyküsü. Keltler, hasat mevsiminin bittiği ve kışın başlangıcı olan bu günde içini oydukları bal kabakları ile etrafı aydınlatıp, kötü ruhları korkutuyorlar ve bir sonraki hasatlarının iyi geçmesini umuyorlarmış. Bal kabağı bana Külkedisi masalını da hatırlatır. Bal kabağı bir büyülü değnekle arabaya dönüştürülmekte ve Külkedisinin gece yarısı olmadan balodan dönmesi  gerekmektedir.

Bal kabağı denince en çok da aklıma, tuzlusundan tatlısına mutfaktaki halleri gelir. Bal kabağı sonbarındır, turuncudur, şirindir, iyi gelir gözlere, yüreklere, bağışıklık sistemine, mideye, bağırsaklara… Çekirdekleri de öyle…

Buharda haşlanan balkabağı
Haşlanmış bal kabağından salata

Pişirilmemeli yüksek ısıda ve uzun süre; yitirir o zaman vitamin ve minerallerini…

Bir de “Laf söyledi bal kabağı, koy tabağa, ye sabaha!” şeklinde de söylemi vardır. Biz en iyisi tatlısını yapalım ve “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” diyelim. Ama bir değişiklik yapalım, biraz da bal pekmez koyalım…

Afiyet olsun.

21. Aralık 2021’den Not:

Bal kabağı tatlısını pekmezle yaptım, ama itiraf etmeliyim; şekerle yapılanı daha güzel oluyor…

Penceremden İnciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir